Bu kolyeleri Arakne’ye ithaf ediyorum. Çok sevdiğim ve yıllardır arkadaş meclislerinde anlatmaktan bıkmadığım mitolojik hikayeyi sizinle de paylaşmak isterim.
Ben de bu telleri örerken Arakne’yi düşündüm. Üzerine kondurduğum boncuklar da ona armağanım olsun
Zeka Tarıçası Athena, insanların yaptığı bütün sanatların ve
işlerin bilhassa kadın parmaklarının yaptığı ince nakışların, işlemelerin,
örmelerin koruyucusu idi. Tanrıların kraliçesi Hera’nın gelinliğini nazik
elleriyle o hazırlamıştı. Bu gibi işlerde çok ileri giden Yunan kadınları,
sanatlarını Athena’yı çalışırken görerek öğrendiklerini ve onun öğütlerini
dinlediklerini söyleyerek övünürlerdi. Fakat iyi kalpli ve barışçı Athena’nın
kızarak kalp kırdığı ve intikam aldığı da olurdu.
Derler ki Lydia’lı güzel bir kız olan Arakne gergef işlemekte, oya yapmakta o
kadar çok ileri gitmişti ki,arada sırada Zeus’un güzel kızları Nympha perileri
bile ormandan, su başlarından ayrılarak onun sanatını seyre gelirlerdi. Bir gün
bu periler ona “Bu kadar güzel sanatı, bu kadar hoş gergef işlemeyi sana zeka
Tanrıçası mı öğretti?” diye sordular. O ise “Athena kim de benimle boy
ölçüşebilir, ben bu işte herkesi hatta Athena’yı bile geride bırakırım” dedi.
Athena bütün bunları işitmişti. İhtiyar bir kadın şekline girerek Arakne’nin
yanına geldi. Bitkin ve yorgun vücudunu bir bastona dayamış olduğu halde,
bembeyaz saçlarını göstererek:
- Kızım, dedi, ihtiyarlık insana yalnız keder ve üzüntü getirmez, tecrübe de
getirir. Öğütlerimi yabana atma, evet sen sanatında çok ileri gitmiş, muvaffak
olmuş bir kızsın. Sen herkesi fani kadınları, kızları geçebilirsin, fakat bir
Tanrıçanın kudreti her şeyin üstündedir. Kendini o kadar büyük görme.
- Ben gurura kapılmıyorum, kendimi büyük görmüyorum, ben hakikatı söylüyorum.
İsterse Athena gelsin, ben onunla da müsabakaya girerim, dedi.
- İşte o geldi, diyerek zeka İlahesi, ihtiyar kadın şeklinden çıktı. Kendi
ilahi kılığına girdi. Bunun üzerine ikisi de yan yana oturarak gergef işlemeye
başladılar. Birbirini yenme arzusu, her ikisine de yorgunluğunu unutturdu.
Athena gergefte Olympos Dağı’nı ve Tanrıları işledi. Mağrur Lydia’lı güzel
Tanrıların aşk maceralarından sahneler işliyordu. İki işleme bitince Athena,
Arakne’nin el işinde hiçbir kusur bulamadı. Onun el işi kusursuz işlenmişti.
Buna büsbütün kızdı ve onu kıskandı. Kızın işlediği parçayı eline aldı,
buruşturdu, yırttı attı. Bu hareketten çok müteessir olan Arakne, kendini asmak
istedi.
Fakat Athena ona acıdı, talihini değiştirdi. Sen ölmeyeceksin, yaşayacaksın,
fakat benimle boy ölçüştüğün için hayatın her zaman ağ üstünde asılı olarak
geçecektir, dedi ve onu örümcek yaptı. Evlerimizin köşelerinde gördüğümüz
mahcup ve sessiz örümceğin güzel bir kız olduğunu düşünmek, ne kadar kalbe
dokunur. Dikkat edilirse o, çirkinliğini bize göstermemek için bakımsız ve
kuytu yerleri arar. Titiz kadınlar onun düşmanıdır. Belki onlar da onun için
ona düşman kesilmişlerdir. Zavallı, zaten talihsizdir, güzel bir kızken
biçimsiz bir böcek olmuştur. Ona dokunmayınız, hiç olmazsa gergefini işleyerek
avunsun, üzüntüsünü unutsun.
alıntıdır...
Share on Tumblr